Ben galiba Dünya’dan uzak bir yer buldum. Gökyüzü. Evet, dünyadan uzak olabilir. Düşünürken kendisi gibi temiz ve berrak düşündürebildiği için bence Dünya'dan uzaktır. Dünya’yı da kendi haline bıraksak belki o da temiz ve berrak olabilir gökyüzü gibi.
Bazen
içten içe Dünya’dan uzak bir yerlere gitmek istiyoruz. Oysa bir süreliğine
dünya da bizim evimiz değil mi? Elimizde hâlihazırda bulunduğu için kıymetsiz
galiba. Âdemoğlunun kendi kişisel tarihinde aşması gereken sorunlarından biri
olabilir kıymet bilmemek.
İçtiğimiz
suyun, yediğimiz meyvenin, ısındığımız güneşin, ıslandığımız yağmurun, tarifsiz
bir büyüyle yağarken büyüsüne kapıldığımız karın ve daha birçok şeyin kıymetini
bilemedik galiba. Tüm bunların ve daha nice değerini göz ardı ettiğimiz şeylere paha biçilmezken yazı severim, kışı sevmem vb. hülyalara kaptırdık
kendimizi ve dört mevsime değer biçtik. Ben artık tüm mevsimleri seviyorum. Üşümeyi de terlemeyi de
seviyorum. Dünya’da var olmanın tadını anlayamadık bizler sanki. Tabii anlamak
zahmetli iştir.
Dünya’dan
uzak bir yer ararken ben gökyüzünü buldum. Belki Dünya’dan değil de kendimizden
uzak bir yer arıyoruzdur. Dünya’da iken bulamadığımız kendimizi aradığımız o
uzak yerlerde bulabiliriz gökyüzüne bakınca. Gökyüzü dünyadan çok uzaktır.
Dünya’da iken içimizdeki gizli bahçeyi göremiyoruz sanırım. Kendini bulmak için
önce kaybolmak gerekir denir ya belki gökyüzünde kendimizi bulabiliriz. Neden
olmasın.
Evet Dünya içine doğduğumuz için belki kıymetini bilmediğimiz ve algılamakta güçlük çekilen yaşına rağmen hala güzel kalabilmişken insan ırkının tüm yağma ve talanına artık direnci kırılan gezegen. Türümüz ve hırslarının asırlardır biriktirdikleri ile karşılaşan masumların yaşamak yerine kaçmak istediği yerküre. Oysa Cennet'ten kovulanlara inat, iyimser şairlerin 'Cenneti' ölmeden Dünya'da kurabilme hayaline erişebilmeyi ne çok isterdim.
YanıtlaSil